Skip to content
- DAĞLAMAK: Kızgın demirle yapılan damga.
- DAĞN VAKTİ: Güneşin doğuş zamanı
- DAKANAK: Borç.
- DAKLAŞMAK: Sataşmak, takılmak.
- DAL: 1.Omuz.2.Kitap ve defter yaprağı.
- DAL ÖĞLEN: Tam öğle vakti.
- DAM : Cezaevi
- DAMBAŞI: Toprak dam, tavan
- DAR VAAT-DAR VAKIT : Akşam olurken
- DAVAR :1. Koyun ve keçiye verilen ortak
- DEBİLDÜŞ: Pattadak,önüne bakmadan
- DELECE :Sap saman arabası.
- DEMRÂ-DERMÂ : Temriye, egzema
- DENELEMEK: Hayvanların fazla yemesi
- DEPİK-DEKMİK: Tekme
- DESTE: Biçilip bir yere konmuş arpa buğday demeti.
- DÖŞÜRÜCÜ: Dilenci.
- DEVE DABANI: Yerelmasına benzer bitki .
- DEVRE: Tersyüz,arka,yanlış
- DIĞDIĞININ DIGDISI: Çok uzaktan akraba.
- DIRGEN: Sapların aktarılmasında kullanılan gereç
- DİNELMEK Ayakta durmak.
- DİLİK:Yırtık,yarık.
- DİRGEN: Ucu çatal harman aygıtı
- DİRLİKSİZ: Geçimsiz,huysuz.
- DİTMEK:Küçük parçalara ayırmak.
- DİYİR-DİYİR : Pürüzlü, diş diş, pütürlü
- DİZİKMEK-DIZIKMAK: Diz çökmek.
- DOMALAN : Bir çeşit mantar
- DON KAZANI-ASBAP KAZANI: Çamaşır kazanı.
- DOLUKMAK: Ağlamaklı olmak.İştahı kaçmak.
- DONANMAK:Giyinip kuşanmak,süslenmek.
- DONYAĞI: İç yağı,hayvani yağ
- DONUKMAK: Durgunlaşmak.
- DÖNGEL: Muşmula
- DÖŞ : Bağır,Göğüs.
- DULDA: Kuytu,korunaklı.
- DULUĞUNU DÜŞÜRMEK: Surat etmek
- DULUK: Şakak,avurt,favori.
- DUTMAÇ AŞI: Yoğurtlu çorba
- DUTU-TUTALGA:1.Sara.2.Öfke,sinir,hiddet.
- DÜĞLEMEK: Bağlamak, düğümlemek.
- DÜĞÜR: İnce bulgur.